top of page
Yazarın fotoğrafıNur ŞAT

Metod, metod dedikleri....

Güncelleme tarihi: 28 Oca 2023

Yüksek lisans düzeyindeki öğrencilik sürecinde bir araştırmayı tamamlamak doktora çalışmasının temelidir. Araştırma becerileri ancak araştırmanın gerçekleştirilmesi yoluyla sınanabilir ve nihayetinde bunun bir kanıtı olarak gösterilebilir.




Bu önemli kanıtı sunmak zihinsel açıdan güçlü olmayı gerektirir ve bu süreç inişli çıkışlıdır. Yüksek lisans düzeyinde bir öğrencinin tezini tamamlarken kendisine güvenmesi ve sözünün, tezinin bir şey üretebilmesiyle sonuçlanmasında istikrar çok kırılgan bir konumdadır. Net bir şekilde düşünülemediği, geleceğin öngörülemediği, hangi yoldan gidileceği hakkında düşünüldüğü fark edildiğinde zihinsel bir tutulmanın başladığı anlaşılır. Bu, üretken olmayı engelleyen zihinsel bir durumdur. Bu fırtınada, bulutların ardındaki güneşin varlığının unutulmamasını sağlayacak bir rehbere ihtiyaç vardır. Çünkü bu fırtına sadece psikolojik olarak olumlu tutumlarla üstesinden gelinebilecek bir hâl değildir. İyi düşünce, iyi araçlar yokken hayal kurmanın ötesine geçemez. Moralli olmaktan bir sonraki adım araştırmacıyı ileri taşıyacak araçlara sahip olmasıdır.

Buradaki en önemli araç seti ise metodoloji tarafından sunulur.

Amazon ormanlarında haritası olmayan bir insanı düşünün.

Araştırma yapmak hedefindeki bir araştırmacının metodoloji bilgisi yok, eksik veya (daha üzücüsü) yanlış olanların hali o insanın halini andırır. Gerçi bir harita olsa bile o ormanlarda ilerlemek halen güçtür ancak olmayana göre +1’iniz vardır.

Metodoloji sadece ilerlemek demek değildir.

İlerlemek iyi bir hedeflemedir.

Ancak tecrübelerimizden hatırlayalım ki pek çok kez bizim için doğru olacak işi yanlış usulde yapmak bizi aksi istikamete getirir.

Tersi de mümkün değil midir? Bizim için doğru olmayan bir işi doğru usulde yapsanız da zamanınız, paranız, psikolojik gücünüz boşa harcanmıştır.


O halde metodolojinin gücü araştırmacıyı sadece ilerletmesinden gelmez. Güç, araştırma sürecinin etkinliğindedir. Bir başka deyişle doğru işi, doğru usulde yapmaktır. Mecelle’de[1] dendiği dediği gibi “Usûl esasa mukaddemdir.” (Tâkip edilen yol, yöntem esastan önce gelir.)

Halk ağzında da “usûlüne uygun biçimde” söyleyişinden yola çıkarak “usul usul, “usulca” kullanımlarından da anlıyoruz ki üstelik usûle uymak, metodoloji esaslarının takibi, temkinlilik gerektirir ve hızlıca, kestirme bir yoldan yapılamaz. Zira düşünce, neyi neden yapılacağına dair tercihler, neden-sonuç ilişkileri gayret gerektirir, zaman alır; köklü ve fakat çevik dostlara ihtiyaç duyar. Zaten bu nedenlerle araştırmacının öz kaynaklarını arzu edilen sonuca etkin şekilde ulaştırmak için metodoloji en iyi dost olarak anılagelir.

[1] Osmanlı dönemindeki ilk medeni kânun, Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye

39 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentários


Os comentários foram desativados.
bottom of page